DİYABET VE DİYABETTEN KORUNMA
Günümüzde diyabet,
sıklığı ve yarattığı sorunlar nedeniyle tüm dünyada önemi gittikçe artan bir
sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşam tarzındaki hızlı değişim ile
birlikte gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların tümünde özellikle tip 2 diyabet
görülme oranı hızla artmaktadır. 2013 yılı itibari ile dünyadaki diyabetli
hasta sayısı 382 milyon iken bu sayının 2035 yılında %55 oranında artarak 592
milyona ulaşacağı öngörülmektedir.
Diyabet (Şeker
Hastalığı); insülin hormonunun eksikliği veya insülinin etki gösterememesi ile
ilişkili, tüm doku ve organları etkileyebilen bir hastalıktır. İnsülin,
pankreas adını verdiğimiz organımızdan salgılanan bir hormondur. İnsülin
hormonu tamamen eksikse bu diyabete "Tip 1 diyabet (insüline bağımlı
diyabet)" denir. Genellikle çocuk
veya genç yaştaki hastalarda görülür ve bu hastalar ömür boyu insülin kullanmak
zorundadır.
İnsülin hormonu
var ama miktarı az veya dokularda insüline karşı direnç varsa, bu diyabete de
"Tip 2 diyabet (insüline bağımlı olmayan diyabet)" denir. Genellikle
35 yaşından sonra görülür.
Gestasyonel
diyabet ise hamilelerde görülebilen şeker hastalığıdır. Hamile kadınlar; hem
anne hem de çocuk sağlığı için tarama, bakım ve eğitime daha fazla erişime
ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle tüm hamile kadınların, gebeliğinin 24.-28.
haftasında mutlaka aile hekimlerine başvurarak Oral Glikoz Yükleme Testi
yaptırmaları Gestasyonel Diyabet (gebelik dönemi şeker hastalığı) tanısı
açısından çok önemlidir.
Diyabete karşı
mücadelede en önemli unsur, diyabete yakalanmadan hastalığın önüne geçmektir. Sağlıklı
beslenerek, düzenli fiziksel aktivite yaparak ve başarılı bir stres yönetimi
ile bu hastalığın önüne geçebilirsiniz.
Diyabet hastasıysanız ne
yapmalısınız?
Tip 1 teşhisi
konulduğu takdirde ayrıntılı diyabet eğitimi sonrasında insülin ile yaşamayı
öğrenebilir ve yaşam kalitenizi yükseltebilirsiniz.
Tip2 teşhisi konulmuş ise öncelikle dikkat edilecek husus obezitedir. Obez bireylerde
ağırlık kaybının tip 2 diyabet görülme riskini önemli şekilde düşürdüğü
bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.
Obezite mevcut ise bunun için gerekli tedbirleri almalısınız. Yaşam tarzınızda ve beslenmenizde küçük
değişiklikler yaparak doktorunuzun ilaç tedavisine ve diyetisyeninizden
aldığınız tavsiyelere uyduğunuz takdirde hastalığınızı kontrol altına alabilir
ve bu hastalığın hayatınızı kısıtlamasının önüne geçebilirsiniz. Ayrıca
konu ile ilgili aile hekimlerine başvurabilir, Sağlık Hayat Merkezlerimizden
diyetisyen ve fizyoterapist desteği alabilirsiniz.
Kan şekerinin
uygun aralıkta tutulmamasından
kaynaklı uzun dönemde kalp krizi, inme, körlük, böbrek yetmezliği ve diyabetik
ayak gibi sonuçlar doğurabilir. Bu hastalarda kalp hastalığı ve yüksek
tansiyon riski artmaktadır. Bu komplikasyonlardan korunmak için kan şekerinizi
diyabetli olmayan hastaların seviyesinde tutmanız önemlidir. Kan şekerinizi sık
ölçüp, normal sınırlara yakın seviyelerde olmasını sağladığınız sürece bu
komplikasyonların gelişimini önleyebilirsiniz.
Unutmayın!
·
Doktorunuz ilaç verdi ise ilaçlarınızı düzenli
kullanmalısınız.
·
Diyetisyeninizden aldığınız beslenme listesine
uymalı ve su tüketimine önem vermelisiniz.
·
Düzenli
egzersiz yapmayı ihmal etmemelisiniz. Egzersiz kan şekerinizin dengelenmesi için
size yardımcı olacaktır.
Dr.Fevzi YAVUZYILMAZ
İl Sağlık Müdürü