Dünya Dİyabet Günü
14 Kasım 2019

            DİYABET VE DİYABETTEN KORUNMA

Günümüzde diyabet, sıklığı ve yarattığı sorunlar nedeniyle tüm dünyada önemi gittikçe artan bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşam tarzındaki hızlı değişim ile birlikte gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların tümünde özellikle tip 2 diyabet görülme oranı hızla artmaktadır. 2013 yılı itibari ile dünyadaki diyabetli hasta sayısı 382 milyon iken bu sayının 2035 yılında %55 oranında artarak 592 milyona ulaşacağı öngörülmektedir.

Diyabet (Şeker Hastalığı); insülin hormonunun eksikliği veya insülinin etki gösterememesi ile ilişkili, tüm doku ve organları etkileyebilen bir hastalıktır. İnsülin, pankreas adını verdiğimiz organımızdan salgılanan bir hormondur. İnsülin hormonu tamamen eksikse bu diyabete "Tip 1 diyabet (insüline bağımlı diyabet)" denir.  Genellikle çocuk veya genç yaştaki hastalarda görülür ve bu hastalar ömür boyu insülin kullanmak zorundadır.

İnsülin hormonu var ama miktarı az veya dokularda insüline karşı direnç varsa, bu diyabete de "Tip 2 diyabet (insüline bağımlı olmayan diyabet)" denir. Genellikle 35 yaşından sonra görülür.

Gestasyonel diyabet ise hamilelerde görülebilen şeker hastalığıdır. Hamile kadınlar; hem anne hem de çocuk sağlığı için tarama, bakım ve eğitime daha fazla erişime ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle tüm hamile kadınların, gebeliğinin 24.-28. haftasında mutlaka aile hekimlerine başvurarak Oral Glikoz Yükleme Testi yaptırmaları Gestasyonel Diyabet (gebelik dönemi şeker hastalığı) tanısı açısından çok önemlidir.

Diyabete karşı mücadelede en önemli unsur, diyabete yakalanmadan hastalığın önüne geçmektir. Sağlıklı beslenerek, düzenli fiziksel aktivite yaparak ve başarılı bir stres yönetimi ile bu hastalığın önüne geçebilirsiniz.

Diyabet hastasıysanız ne yapmalısınız?

                                                                                                                   

Tip 1 teşhisi konulduğu takdirde ayrıntılı diyabet eğitimi sonrasında insülin ile yaşamayı öğrenebilir ve yaşam kalitenizi yükseltebilirsiniz.

Tip2 teşhisi konulmuş ise öncelikle dikkat edilecek husus obezitedir. Obez bireylerde ağırlık kaybının tip 2 diyabet görülme riskini önemli şekilde düşürdüğü bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. Obezite mevcut ise bunun için gerekli tedbirleri almalısınız. Yaşam tarzınızda ve beslenmenizde küçük değişiklikler yaparak doktorunuzun ilaç tedavisine ve diyetisyeninizden aldığınız tavsiyelere uyduğunuz takdirde hastalığınızı kontrol altına alabilir ve bu hastalığın hayatınızı kısıtlamasının önüne geçebilirsiniz. Ayrıca konu ile ilgili aile hekimlerine başvurabilir, Sağlık Hayat Merkezlerimizden diyetisyen ve fizyoterapist desteği alabilirsiniz.

Kan şekerinin uygun aralıkta tutulmamasından kaynaklı uzun dönemde kalp krizi, inme, körlük, böbrek yetmezliği ve diyabetik ayak gibi sonuçlar doğurabilir. Bu hastalarda kalp hastalığı ve yüksek tansiyon riski artmaktadır. Bu komplikasyonlardan korunmak için kan şekerinizi diyabetli olmayan hastaların seviyesinde tutmanız önemlidir. Kan şekerinizi sık ölçüp, normal sınırlara yakın seviyelerde olmasını sağladığınız sürece bu komplikasyonların gelişimini önleyebilirsiniz.

Unutmayın!

·         Doktorunuz ilaç verdi ise ilaçlarınızı düzenli kullanmalısınız.

·         Diyetisyeninizden aldığınız beslenme listesine uymalı ve su tüketimine önem vermelisiniz.

·         Düzenli egzersiz yapmayı ihmal etmemelisiniz. Egzersiz kan şekerinizin dengelenmesi için size yardımcı olacaktır.

                                                                                                                            Dr.Fevzi YAVUZYILMAZ

                                                                                                                   İl Sağlık Müdürü